1 Kasım seçimleri sonrasında herkesin merakla beklediği yeni Bakanlar Kurulu nihayet belli oldu. Birkaç gündür Bakan toto oynayanların bir kısmı yanıldı bir kısmı doğru çıktı. Bursa, iki Bakan ile ve hatta Faruk ÇELİK ile beraber üç Bakan ile temsil edilecek. Öncelikle Bursa’mıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Sağlık Bakanlığına Sayın Mehmet MÜEZZİNOĞLU’nun devam etmesi aslında sürpriz değildi. Sağlık çalışanlarına da bu atamanın hayırlı olmasını diliyorum. Sağlık camiasının beklentileri de sıkıntıları da bir hayli fazla. Çözüm bekleyen sorunların bir an önce çözülmesi için gerekli adımların atılması en büyük dileğimizdir. Bu sorunlar ile ilgili görüşlerimi ileriki yazılarımda sizlerle paylaşacağım. Ancak bugün başka bir konuda ki görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Malumunuz olduğu üzere seçimlerin hemen ardından arka arkaya yapılan bir dizi açıklamayı kamuoyundan takip ettik. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun acil olarak değiştirilmesi gerektiğine yönelik açıklamalar ardı ardına geldi. 1965 yılında çıkarılan bir kanun ile çalışma hayatını düzenlemenin çeşitli zorlukları olduğu muhakkak. Bunu sahada zaten yaşayarak görüyoruz. Daha güncel, zamanın ruhuna daha uygun düzenlemelere ihtiyaç var. Ancak herhangi bir grupla mücadele etmek amacıyla yapılacak bir düzenleme ile, memurların iş güvencesinin ortadan kaldırılması bu ülkenin altına dinamit koyulması anlamına gelir.
En önemli gerekçe olarak öne sürülen paralel yapı ile mücadele etmek için milyonlarca memurun iş güvencesini ortadan kaldırmak ne kadar doğru olur? 28 Şubat döneminde uyduruktan bahaneler ile binlerce memurun işine son verilmişti. AK Parti döneminde mağdur olan bu kişiler tekrar göreve başlatıldı. Gördüğünüz üzere ülkemizde aniden değişen şartlara göre kimin düşman kimin dost olacağı belli olmamaktadır. Memurun geleceğini kurum amirlerinin iki dudağı arasına sıkıştırarak ekmek kaygısına düşürmek asla kabul edilebilecek bir şey değildir. Hele birde bu tür ortamlarda “ispiyonculuğun” revaçta olabileceğini düşünürsek kimin hangi sebepten işten atılacağını bile kimse kestiremez.
Ülkemizde bazı kurumların, bazı kanunların, bazı anlayışların düzelmesine/düzeltilmesine gerçekten ihtiyaç var. Ancak 657’nin değişmesinden önce; öncelikle ANAYASA’nın değiştirilmesine ihtiyaç var. 657’nin değişmesinden önce yargı sisteminin değişmesine ihtiyaç var. Devleti halktan koruyan değil halkı devletten koruyan, daha özgürlükçü ve daha demokratik bir anayasaya ihtiyaç var.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu 50 yaşında, 65 model bir kanun. Elbette ki aksak yönleri olabilir. Oturalım bu aksak yönleri giderelim. Ama 657’yi değiştirirken kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak bir adım atılırsa buna asla müsaade etmeyiz. Her tartışıldığında gerek Memur-Sen gerekse Sağlık-Sen olarak İŞ GÜVENCESİ konusunda ki görüşümüzü net bir şekilde ortaya koymaya devam edeceğiz. HİÇ BİR ŞEKİLDE KAMU ÇALIŞANLARININ İŞ GÜVENCESİNİ TARTIŞMA KONUSU YAPMAYACAĞIZ. BU BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR.